MEME KANSERİNDEN KORUNMA, ERKEN TANI VE TEDAVİ
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Ülkemizde yaklaşık her 12 kadından biri yaşam boyunca meme kanserine yakalanmaktadır. Meme kanseri yaşın ilerlemesi ile görülme oranı artmaktadır. Bu nedenle 40 yaşından sonra meme kanserinin erken tanısı için yıllık mamografi, doktor muayenesi ve aylık kendi kendini muayene yöntemlerini uygulamak gerekir. Bu yöntemlerle meme kanserini erken yakalamak mümkün olacaktır. Erken tanı konmuş meme kanseri tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır.
Meme kanseri, meme parankimini oluşturan süt yapan hücreler veya süt kanallarını oluşturan hücrelerin amaçsız ve kontrolsüz olarak çoğalmasıdır. Hücrelerin çoğalması ve büyümesi için uzun zaman geçmesi gerekir. Çoğalan hücreler lenf ve kan yoluyla vücudun diğer organlarına yayılabilirler. Amaç, meme kanserinin kan ve lenf yoluyla yayılmadan önce meme içinden küçük bir kitle iken tanı konmasıdır. Bu aşamadan tanı konan hastalarda tedavi tamamen mümkündür.
Meme kanserinin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak meme kanseri için risk olacak bazı faktörler bilinmektedir.
Meme kanseri için risk faktörleri
Anne ve kız kardeş gibi birinci derece akrabasında meme kanseri olanlar
Hiç doğum yapmamış olanlar
Hiç emzirmemiş olanlar
30 yaşından sonra ilk doğumunu yapmış olanlar
50 yaşın üzerinde olanlar
Erken ilk adet(12 yaşından önce), geç menopoz (50 yaşın üstü)
Şişman ve aşırı alkol kullanan kadınlar
Daha önce bir memesinde meme kanseri olanların diğer memesinde
Meme kanseri (BRCA) geni taşıyanlar
İlk doğum öncesi uzun süre doğum kontrol hapı kullanılması
Bu özelliklere sahip olan kadınların daha dikkatli olmaları gerekmektedir.
Meme kanserinden korunma
Özellikle A ve C vitamininden zengin taze meyve ve sebze,
Hayvansal yağları azaltınız, daha fazla posalı gıdalar,
Tütsülenmiş tuzlu ve konserve yiyecekleri azaltarak,
Sigara içmeyerek
Fazla kilo almamaya çalışarak,
Alkollü içki kullanmayarak, meme kanserinden korunabilir.
Meme kanserinde erken tanı için ne yapılmalıdır?
Memesinden hiçbir şikayeti veya kitlesi olmayan kadınlarda olası bir meme kanserini erken dönemde tanı koymak için kullanılan yöntemlere”TARAMA YÖNTEMLERİ” denmektedir. Bu genellikle 40 yaşından sonra başlamalıdır. Ancak 30 yaşından itibaren bilinçlenip aylık kendi kendine meme muayenesi ile memelerin kontrol edilmesi uygun olmaktadır. Tarama yöntemleri 3 şekilde yapılmaktadır.
Yıllık Mamografi
Her ay kendi kendini muayene
Yıllık doktor muayenesi
1- Mamografi: Memesinden hiçbir şikayeti olmayan kadınlarda 40 yaşından sonra yıllık mamografi çekilmesi, meme kanserini ele gelen büyüklüğe ulaşmadan tesbit edilmesini sağlar. Ailesinde meme kanseri olanlar da ise ilk mamografi 32 yaşından itibaren yapılmalıdır. Herediter meme kanserinde ise bu kontroller 26 yaşında başlamalıdır. Mamografi özel tip X ışınları ile çekilir. Meme iki plastik plak arasında sıkıştırılır. Meme içinde iyi ve kötü huylu kitleler, şüpheli mikrokalsifikasyonlar hakkında bize bilgi verir.
2- Kadınların aylık kendi kendini muayene etmesi kolay bir yöntem olup, genellikle adetin bitiminden itibaren 4-5 gün sonra yapılmalıdır. Menopoz veya rahim veya yumurtalık ameliyatı olan kadınlar periyodik olarak ayda bir kez aynı günlere denk getirerek meme muayenesini yapmaları gerekmektedir. Kendi kendini meme muayenesi için belden üst taraftaki giysileri çıkarıp ayna karşısında, duş yaparken ve sırt üstü yatarken şekillerde gösterildiği gibi meme muayenesi yapılmalıdır. Bu şekilde, her ay kendi memesini muayene eden kadınlar kendi meme içindeki dokuları tanıyarak bunun dışında oluşan farklılıkları anında farketmesine yol açar.
3- 40 yaşından sonra yılda bir kez memesinde hiçbir şikayeti olmayan kadınların doktora başvurarak muayene olması gerekmektedir.
Memede saptanan her kitle kanser midir?
Memede ele gelen kitlelerin %90 kanser değildir. Genç yaşlarda fibroadenom veya kist denen kanser olmayan kitleler çok görülür. Orta ve ileri yaşlarda fibrokistik değişiklikler ele kitle olarak gelebilir. Kitlelerin ağrılı veya ağrısız olması bunun kanser olduğu anlamına gelmez. Ancak meme de ele gelen farklı bir yapı veya kitlenin ne olduğunun mutlaka aydınlatılması gerekmektedir. Ağrısız olması bunun önemli olmadığini göstermez. Meme de kitle farkedildiğinde mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Memede kitle saptandığında neler yapılır?
Doktor muayenesini takiben memedeki kitlenin ne olduğunu anlamamız için aşağıdaki işlemler yapılır.
Mamografi
Ultrasonografi
Biopsi
Mamografi, memedeki kitlenin yoğunluğunu kenarlarının düzensiz olup olmadığını, kitle çevresinde veya içinde mikrokalsifikasyon varlığını bize gösterir.
Ultrasonografi ise memede tesbit edilen kitlenin yüksek frekanslı ses dalgaları ile kist veya katı yapı olup olmadığını bize gösterir. Ele gelen kitlenin fibrokistik değişiklikler olduğunu gösterebilir. Genellikle 35 yaşın altında memesinde kitle saptanan kadınlarda bu kitlenin ne olduğunu anlamamız için öncelikle ultrasonografiyi tercih ederiz. Mamografi yapılması gerekmez ve bize hiçbir bulgu vermez.
Biopsi, memede saptanan katı , sert bir kitlenin ne olduğunu öğrenmemiz için doku parçası alınması işlemine denir. 4 şekilde yapılabilir.
İnce iğne aspirasyon biopsisi: Bir enjektör yardımıyla meme içindeki kitleden hücre aspirasyonu yapılarak sitolojik tetkik yapılır. Yani bu hücrelerin ne tür yapıda oldukları araştırılır.
Cerrahi biopsi: Memedeki kitlenin bir kısmının veya tamamının çıkarılmasıdır. Memedeki kitlenin etrafı lokal anestezi ile uyuşturularak yapılır. Çıkarılan doku tahlil için patolojiye gönderilir.
İşaretleme biopsisi: Meme de mamografi veya ultrasonografi ile tesbit edilen küçük ele gelmeyen şüpheli kitleler mamografi veya ultrasonografi cihazlarının yardımı ile telle işaretlendikten sonra bu kitlenin genel anestezi altında çıkarılmasıdır.
Frozen yöntemi, Memede saptanan kitlenin ameliyat esnasında çıkarılması ve ameliyathanede Patolog tarafından hemen incelenmesi ile tanı konması ve takiben yapılması gereken ameliyatın hemen yapılmasıdır.
Meme kanserinin tedavisinde neler yapılmaktadır?
Meme kanserinin tedavisi bir çok tedavi yöntemlerinin birlikte kullanılması ile mümkün olmaktadır.
Cerrahi
İlaçla tedavi – Kemoterapi
Işınla tedavi – Radyoterapi
Hormonoterapi
Cerrahi: Meme kanserinde uzun yıllar memenin ve koltuk altındaki lenf bezlerinin çıkarılması olan Modifiye radikal mastektomi ameliyatı yapılmıştır.Ancak son 30 yılda insanların daha bilinçlenmesi eğitim, tarama yöntemlerinin kullanılması ile erken dönemde tanı konulmasının mümkün olması nedeniyle memenin tümünün alınmadan sadece tümör etrafındaki doku ile birlikte çıkarılması , memenin yerinde bırakılması ve koltuk altındaki lenf bezlerinin temizlenmesi ile mümkün olmaktadır. Memeyi koruyan bu yöntem ülkemizde ancak %40 hastaya yapılabilmektedir. Bu ameliyat için risk olan hastalarda yine de memenin tamamının alınması gerekmektedir. Son yıllarda kanser nedeniyle memesi alınan hastalarda karın adaleleri ve sırt adeleleri kullanılarak veya meme bölgesine silikon protez yerleştirilerek yeniden meme yapılması mümkün olmaktadır.
Kemoterapi, vücuda yayılan bazı tümör hücrelerinin yok edilmesi için birkaç ilaç birleştirilerek 3 haftada bir yapılan tedavidir. Bu bazen 4 kür, bazen 6 kür olarak planlanır.
Radyoterapi, Memenin alınması durumunda ameliyat bölgesine veya memenin alınmadan yapılan ameliyatlarda memenin diğer bölgelerini korumak için yapılan ışın tedavisidir.
Hormonoterapi: Tümör hücrelerindeki östrojen ve progesteron reseptör varlığında bu hücrelere östrojen hormonunun etkisini azaltmak için Tamoxifen denen ilaç 5 yıl süre ile kullanılmaktadır. Çok ender durumlarda hastanın yumurtalıklarının alınmasını da tedavi için gerekebiliyor.
MEME KANSERİNDEN KORKMAMAK GEREKİR, GEÇ KALMAKTAN KORKULMALIDIR.
MEME AĞRISI — MASTALJİ
Prof. Dr. Abdullah İğci
Meme ağrısı, kadınlarda meme ilgili görülen en sık şikayetlerden birisidir. Ağrı bir veya iki meme de farklı derecelerde olabilir. Bunların ancak % 15 – 20’ sinin tedaviye ihtiyacı vardır. Meme de ağrı şikayeti ile hekime başvuran hastaların en büyük korkusu acaba kanser miyim. Gerçekten meme ağrısı ile kanser arasından direkt bir ilişki yoktur. Meme kanserinin birçok bulgusu yanında meme de ağrı olanı çok azdır. Memede ağrının nedeni, memenin kendisinden kaynaklanan patolojler olduğu gibi meme çevresindeki kas, eklem ve kemiklerde oluşan hastalıklarda olabilir.
Meme de iki tip ağrı olmaktadır.
Siklik ( periyodik yani menstrüasyonla ilişkili)
Nonsiklik ( menstrüasyonla ilişkisi olmayan devamlı)
SİKLİK AĞRI
Meme hormonlara duyarlı bir organdır. Menstrüasyondan (Adet dönemleri) sonra overlerden ( yumurtalık) salgılanan östrojen ve progesteron hormonu memeyi süt vermeye hazırlar. Bu hormonlar, memede süt kanallarını ve süt yapan hücrelerin büyümeleri ve çoğalmalarına neden olur. Bu nedenle menstrüasyon öncesi memede su retansiyonu ve hacım artması olarak gerginliğe neden olur. Menstrüasyonun başlaması ile birlikte meme içinde oluşan yapılar involüsyona uğrar ve tekrar eski haline döner. Memede ki bu hücre çoğalmaları ve involüsyon sonucu fibrokistik yapılar oluşur. Adet öncesi dönemdeki memede gerginlik ve ağrı normaldir. Menstrüasyonun başlaması ile birlikte ağrı ve gerginlik kaybolur. Bazen bunun şiddetin de artmalar görülebilir. Meme ağrılarının % 70-80’i bu şekilde görülür. Genellikle 30- 40 yaşlarında daha sıktır.
Siklik ağrıların en sık nedenleri:
Hormonal ( östrojen ve progesteron) değişiklikler – Adet düzensizlikleri
Prolaktin hormonunun artması
Doğum kontrol hapları
Menapoz döneminde hormon replasma tedavisi
STRES , ÜZÜNTÜ GİBİ NEDENLER
Tuzlu beslenme
Fazla kafein alımı ( kahve, çikolata gibi)
Yağlı yiyecekler
TAVSİYELER
Memeyi alttan destekleyen uygun sütyen kullanmak
Tuz alımını azaltmak,
Kafein alımını azaltmak,
Yağ alımını azaltarak lifli gıda ve meyva alımını artırmak,
Kilo almamak, yürüyüş ve ekserzis yapmak,
TEDAVİ
Memenin adet öncesi siklik ağrıların çoğu tavsiyeler ile genellikle azalır. Ancak %20’sinde ilaçla tedavi gereksimi olmaktadır. Aspirin, parasetamol veya antifilojistik ilaçlar ağrının azalmasında etkili olurlar. B1, B6 ve E vitamin preperatları , evening primrose oil ( çuha çiceği yağı), memede rahatlama sağlamaktadır. Bromokriptin, danazol gibi ilaçlar da çok gerekli olduğu zaman kullanılmaktadır. Ancak bilinmelidir ki bu tür ilaçların da çok ciddi yan etkileri olmaktadır.
Nonsiklik –Menstrüasyonla ilgisi olmayan meme ağrısı ağrı
Meme de , menstrüasyonla ilgisi olmadan oluşan ağrılardır. Ağrı, memenin belirli bir bölgesinde hissedilir. Genellikle 40 – 50 yaşlarda görülür. Ağrı bazen kol , omuz veya koltuk altında da hissedilir. Ayrıca omuz, kol veya adale de oluşan hastalıklarda ki ağrı da meme de hissedilir.
Travma, memede hızlı büyümüş makrokistler, fibroadenom, meme iltihapları, süt kanalı çevresinde oluşan iltihaplar, stres, büyük pandüle memelerde yağ nekrozu oluşması meme de ağrıya yol açar. Ayrıca miyalji, omuz ekleminde romatizma hastalıklar da görülen ağrılar memede de hissedilir.
TEDAVİ
Büyümüş kistlerin aspirasyonu
Meme içinde büyüyen kitleler varsa ameliyat ile çıkarılmalı.
Meme içinde veya süt kanalı çevresinde ki iltihaplarda antibiyotik ilaçlar verilir.
Stresin yol açtığı ağrılarda anksiyolitik ilaçlar tavsiye edilir.
Miyalji veya romatizmal nedenlere bağlı meme ağrılarında nedene yönelik tedavi yapılır.